Kamp Yeri Seçimi Nasıl Olmalı? Doğanın Kalbinde Başlayan Bir Hikâye
Bazı yolculuklar planla değil, hisle başlar. O sabah çantamı sırtıma takarken tek bildiğim şey, doğaya karışmak istediğimdi. Ama o gün, sadece kamp yeri seçmeyi değil; insanları, farkındalığı ve birlikte karar vermenin derin anlamını öğreneceğimi bilmiyordum.
Yola Çıkış: İki Farklı Yol, Tek Hedef
Sabahın serinliğinde arabaya bindiğimizde dört kişiydik:
Ali, her zamanki gibi haritayı önüne sermiş, rota hesaplamalarına başlamıştı.
Ben, nehir kenarındaki kuş seslerini duymayı hayal ediyordum.
Ebru, doğayla uyumlu bir alan bulmak için çevre duyarlılığı hakkında konuşuyordu.
Mert ise kamp ekipmanlarını kontrol ediyor, “önlem her şeydir” diyordu.
Ali’nin stratejik bakışıyla Ebru’nun duygusal sezgileri arasında gidip gelen o anlarda, fark ettim ki kamp yeri seçimi sadece “nerede çadır kuracağız?” sorusundan ibaret değildi. Bu, birlikte nasıl yaşayacağımızın da bir kararıydı.
Ormanın Sesiyle Karar Vermek
İlk durağımız, göl kenarında uzanan yemyeşil bir açıklıktı.
“Rüzgâr burada sert eser, çadır tutmaz,” dedi Mert, mühendis aklıyla zemini kontrol ederken.
Ebru hemen ekledi: “Ama buranın enerjisi çok güzel. Sabah güneşi tam bu yönden doğuyor.”
Ali elindeki haritaya baktı, mesafeleri ölçtü. “Suya çok yakın, nem sabaha kadar içeri işler,” dedi.
Ben sadece sessizce etrafa baktım. Yaprakların arasından süzülen ışık, gölün yansımaları… İçimden, “Belki de doğa zaten kararını vermiştir,” diye geçirdim.
Ama insan, doğanın kararını duymak için önce kendi sesini susturmayı öğrenmeli.
Farklı Bakışlar, Ortak Nokta
Biraz ileride, hafif eğimli ama kuru bir açıklık bulduk. Toprağın altı sertti, üstü ise çimenle kaplıydı.
Ali, “Burada drenaj iyi, yağmur yağarsa su birikmez,” dedi.
Ebru yere çömeldi, toprağı eline aldı, kokladı. “Evet,” dedi, “toprak canlı. Burada gece huzurlu geçer.”
Mert hemen ekipmanları açtı, rüzgâr yönünü ölçtü. “Kuzeyden esiyor, çadırı doğuya çevirelim.”
Ben çadırın yerine baktım; tam önünde küçük bir dere akıyordu. Su sesi, çocukluğumdan beri bana güven verirdi.
O an fark ettim: İyi bir kamp yeri, yalnızca güvenli değil, insanın içini sakinleştiren bir yer olmalıydı.
Empatiyle Kurulan Çadır
Kampı kurarken herkesin rolü belliydi ama yaklaşımı farklıydı.
Ali çadır direklerini milimetrik ölçüyle yerleştirirken, Ebru çevredeki bitkileri ezmemek için dikkatle dolaşıyordu.
Mert, “İplerin gerilimi eşit olmalı,” derken, ben ateş yakılacak alanı seçiyordum; rüzgârı ve dumanın yönünü düşünerek.
Bir ara Ebru yanıma geldi ve sessizce sordu:
“Fark ediyor musun? Her birimiz doğaya başka bir yerden dokunuyoruz.”
Başımı salladım. Gerçekten de öyleydi. Erkeklerin stratejik, sistematik yaklaşımlarıyla kadınların sezgisel, ilişkisel dokunuşları birleşince kamp sadece bir alan değil, küçük bir denge evrenine dönüşüyordu.
Doğanın Öğrettiği Denge
Akşam ateşi yakıldığında gökyüzü mora dönmüştü. Çay demleniyor, çıtırdayan odunların sesi sessizliğe karışıyordu.
Ali ateşin başında plan yapmaya devam ediyordu: “Yarın yürüyüşe çıkarsak, haritada şu rotayı izleyelim.”
Ebru ise ateşe bakıp, “Bugün için teşekkür ederim,” dedi sadece.
O an anladım, Ebru’nun bakışında kampın gerçek anlamı saklıydı: Mevcut anda kalmak, doğayla birlikte var olmak.
Doğada, plan kadar sezgiye de yer vardır. Bazen en iyi karar, haritayla değil kalple verilir.
Kamp Yeri Seçiminin Özeti: Doğada İnsan Kalmak
Kamp yeri seçimi, doğanın kurallarını okumak kadar insan doğasını da anlamakla ilgilidir.
Ali’nin stratejik zekâsı güveni,
Mert’in planlı hali düzeni,
Ebru’nun empatisi ise huzuru getirdi.
Ben mi? Ben sadece her birinden bir parça aldım ve öğrendim:
İyi bir kamp yeri, herkesin kendini ifade edebildiği, doğanın kalbiyle insanın kalbinin aynı ritimde attığı yerdir.
Son Söz: Senin Kamp Hikâyen Nerede Başlar?
Belki sen de bir gün arkadaşlarınla bir kamp alanı seçerken aynı tartışmayı yaşayacaksın.
Kimin fikri daha mantıklı, kimin kalbi daha doğru hissediyor diye düşüneceksin.
Ama unutma; doğa her zaman ortada bir yerde bekler, dengeyi bulduğunda seni içine kabul eder.
Senin kamp hikâyen nerede başlar?
Yorumlarda kendi doğa anını paylaş — belki senin seçtiğin kamp yeri, bir başkasının huzur durağı olur.